Pazartesi , Aralık 23 2024
Anasayfa / Arşiv / Sanat her dönem şifacıdır

Sanat her dönem şifacıdır

 

Güney ÖZKILINÇ

Dünya bir kez daha olağanüstü günlerden geçiyor.  Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın, dilimize yeni sözcükler, sözcük grupları da ekledi. İnsanlar “yeni normal” adı verilen bu döneme nasıl uyum sağlayacaklarını düşünüp öngörüde bulunuyorlar.

Daha yaşanılır bir dünya derdi olmayan ve tüm kötülüklerin kaynağı, yaygınlaştırıcısı olan kapitalizmin her şeyden olduğu gibi bu durumdan da faydalanacağı tartışmasız. Emeğiyle geçinen birçok insanın işsiz kaldığı/ kalacağı da bir olasılık değil artık.

Şimdi Server Tanilli hocamızın deyimiyle “Tarihin çektiği fotoğrafta gözleri kapalı çıkmayacak olanların seslerini yeniden duyuyorum: “Yenilenebilir enerji, organik beslenme, derelerimiz temiz aksın; eğitim ve sağlık haktır satılamaz… Yaşanabilir bir dünya ve çevre için mücadele edenlerin sesleri…”

Bu virüs ilk olmadığı gibi son da olmayacak elbette ama hazır olursak en az hasarla üstesinden geleceğimizi de unutmayalım. Çünkü insana, çünkü bilime inanıyoruz ve umudumuzu yitirmeyeceğiz. Sağlığı özelleştirmek yerine tamamen kamulaştırmak bunun belki de ilk adımı olacak.

Sosyolojinin mimarı olarak bilinen Fransız sosyolog ve filozof  Auguste Comte,  “Önleyebilmek için öngörmek, öngörebilmek için bilmek gerekli.” demiş.  Bu söz virüs gibi, deprem gibi her tür felakette zihnimizde yer almalı. Sahi depremi unuttuk mu?

 

Yaşam biçimlerimiz değişecek en azından önümüzdeki birkaç yıl. Her alanda olduğu gibi kültür-sanat alanı da bu değişimden kendine düşen payı alacak. Kültür-sanatta yeni yaklaşımlar, sanatı icra ve sunma biçimleri deneniyor, yeni döneme nasıl uyum sağlanacağı tartışılıyor ve tartışılmaya devam edecek.

Her tür krizde olduğu gibi milyonlarca insanı etkileyen bu krizde de kültür-sanat; birleştirici, şifacı bir rol oynuyor. Kimi zaman bilim ve teknolojinin olanaklarından yararlanarak kimi zaman geçmişte bıraktığımız yöntemlerle “evlerde kalan” insanlara ulaşılmaya çalışılıyor. Sosyal medya mecralarının yanı sıra balkonlar, gezici araçlar, sokaklar birer sahneye dönüşüyor.

Böylesi dönemlerde insanlar sanata her zamankinden daha çok gereksinim duyuyor. Salgının en ağır seyrettiği ülkelerden İtalya’da karantinadaki insanların balkonlara çıkıp birlikte şarkılar söylemeleri de bu görüntülerin sosyal medyada en çok paylaşılan videolardan olması da bu ihtiyacın sonucu olarak söylenebilir.

Normal zamanlarda bile yeterli devlet desteğini alamayan kültür-sanat alanı da zor bir dönemden geçiyor. Bu alanın merkezi yönetim ve yerel yönetimler tarafından kısa sürede desteklenmesi gerekli.

Tiyatrolardan sinemalara, müzelerden yayınevlerine ve bağımsız sanatçılar ile tasarımcılara, kültür-sanatın üretimine ve yaygınlaşmasına katkıda bulunan pek çok kişi ve kurum faaliyetlerini ertelemek veya iptal etmek zorunda kaldı.

Kültür-sanat dünyası, bu sürece olumlu katkı sundu; kütüphanelerin yanı sıra pek çok kültür kurumunun arşivlerini, dijital ortamda izleyiciye açması, müzisyenlerin sosyal medya kanallarında verdiği konserler gibi girişimler bu süreçte umut ve birliktelik duygusunu geliştirdi. Sosyal medyada, dijital platformlardaki sanatsal faaliyetler, başta çocuklar ve gençler olmak üzere yetişkinlerin nitelikli vakit geçirmesini sağladı. Kültür-sanat alanının sınırlarını genişleterek, bireylerin yaratıcı ifade ve sanatla ilişkilenme biçimlerini de dönüştüren katılımcı yaklaşımlar bugünün şartlarında daha da anlam kazandı.

Kimi şairler sosyal medya hesapları aracılığıyla ortak bir şiir kitabı dahi oluşturdu. Sosyal yaşamdan uzakta, evlerinde daha kalan şairler, Facebook sayfalarında  “şiir zincirleri” oluşturdular. Sayfalarında birer şiirlerine yer veren şairler, diğer şair (Facebook) arkadaşlarını da böyle yapmaya çağırdılar. Onlar da  arkadaşı olan başka şairleri… Böylece şiir paylaşım zincirleri oluştu. Bu şiirlerin en önemli özellikleri, doğrudan onları yazan şairler tarafından seçilmiş olmaları.

İstanbul Kültür Sanat Turizm Vakfı (İKSV) Nisan 2020’de yayınladığı “Pandemi Sırasında Kültür-Sanatın Birleştirici Gücü ve Alanın İhtiyaçları” adlı kitapçıkta kültür-sanat alanına verilen desteklerin dünya örneklerini ve ülkemizde ihtiyaç duyulan tedbirleri özetle şu şekilde maddeleştirdi:

 

Dünyada Yaratıcı Sektörlere Yönelik Bazı Ülkelerin Destekleri 

ABD hükümetinin açıkladığı üçüncü teşvik paketinde kültür-sanat sektörüne 307,5 milyon dolar ayrıldı.

Almanya hükümeti kültür-sanat, medya ve yaratıcı sektör çalışanları dahil olmak üzere küçük işletmelere ve serbest çalışanlara destek olmak için 50 milyar euro ayıracağını duyurdu.

Arjantin Kültür Bakanlığı, 30 milyon Arjantin Pesosu (450 bin dolar) tutarında acil durum fonu ile kültür kurumlarına destek olmayı hedefliyor.

Estonya’da Kültür Bakanlığı, kültür ve spor etkinliklerinin iptali nedeniyle kaybedilen geliri kısmen telafi etmek amacıyla, ilk etapta 3 milyon euro destek paketi açıkladı.

Güney Afrika Spor, Sanat ve Kültür Departmanı, sanatçı ve atletleri desteklemek için 150 milyon rand (yaklaşık 8,2 milyon dolar) tutarında bir fon sağlayacağını açıkladı.

Güney Kore, sanatçılar için düşük faizli, iki yıl ertelemeli kredi imkanı verdi. 12 bin sanatçıya tek seferlik 3 milyon won (yaklaşık 2 bin 500 dolar) değerinde fon sağladı. Ayrıca sahne sanatları alanında kapsamlı destek paketleri sunuyor.

İtalya hükümeti, kültür-sanat ve turizm sektörleri için toplam 130 milyon euro ayıracağını belirtti.

Singapur hükümeti, kültür-sanat sektörüne 55 milyon Singapur Doları (yaklaşık 38 milyon dolar) yatırım yapacağını açıkladı.

Şili Kültür, Sanat ve Miras Bakanlığı, telif hakları ödemelerini desteklemek, sanatsal üretimi teşvik etmek ve salgından etkilenen kültür kurumlarını korumak için yaklaşık 15 milyar Şili Pesosu (18 milyon dolar) tutarında bütçe ayırdı.

 

Türkiye’de Kültürel Alanda İhtiyaç Duyulan Bazı Tedbirler:

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sanatsal faaliyetler düzenleyen kurumlara ve vergi mükelleflerine yönelik olarak açıkladığı, kredi ve vergi ertelemeleri gibi kolaylıkların süresi ve kapsamı genişletilmelidir.

Sözü edilen destek mekanizmaları, alanda faaliyet gösteren kurumların yanında, işleri sekteye uğrayan, sözleşmeleri iptal edilen bağımsız kültür çalışanları, sanatçılar ve tasarımcılara yönelik teşvik paketleri veya tek seferlik kamu desteklerini de kapsamalı, bunların başvuru ve kabul süreçleri mümkün olduğunca kolaylaştırılmalıdır.

Merkezi ve yerel yönetimler, kültür-sanat alanına ve yaratıcı endüstrilere yönelik tedbirleri, alanda faal olan özel sektör destekli veya bağımsız kültür kurumları, vakıflar, dernekler, sendikalar, kooperatifler, meslek birlikleri, bağımsız inisiyatifler ve sanatçılar ile tasarımcıların öncelikleri doğrultusunda almalıdır. Bu süreçte Oyuncular Sendikası, Tiyatro Kooperatifi ve Yayıncılar Birliği gibi bağımsız oluşumlar ve meslek birliklerinin hazırladığı öneriler öncelikli ihtiyaçları belirlemede etkili olacaktır.

Kamu ve özel sektör eliyle, bu döneme özel, kültür-sanat alanına yönelik acil durum fonları oluşturulmalıdır.

 

Göz atın

10 Ocak bir bayram ya da kutlanacak bir gün değil, bir dayanışma günüdür

Gazeteciler, bir 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü daha baskı ve hak ihlallerinin tavan yaptığı bir …

ÇGD’den Bursa Büyükşehir’e ‘mal beyanı’ yanıtı: Bitlis’te 5 minare!

Bilindiği üzere, Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi’nin 30 yılı aşkındır Kültürpark içinde bulunan idari ve …