Pazartesi , Aralık 23 2024
Anasayfa / Genel / Sansür ne kadar kötüyse, otosansür bir o kadar trajedidir

Sansür ne kadar kötüyse, otosansür bir o kadar trajedidir

 

Bugün, 24 Temmuz.

Basında sansürün kaldırılışının 111. yıldönümü.

24 Temmuz’un bugün, bayram değil, sansür ve otosansür arasında sıkışan, her şeye rağmen gazetecilik yapmaya çalışan bir grup basın emekçisinin Dayanışma Günü!

Siyasal iktidarların mesleğimiz üzerinde ağır baskılar oluşturduğu, gazetecilerin soruşturulduğu, cezaevlerine atıldığı bu günlerde bir bayramdan söz etmek ne kadar doğru?

Gazeteciliğin en temel etik kurallarının ayaklar altına alındığı, ilkesizliğin ilke sayıldığı, kriz bahane edilerek basın emekçilerinin işten çıkarıldığı bir dönemde nasıl bayram kutlarız?

111 yıl sonra bugün, basın ve ifade özgürlüğü şartıyla düşünen, düşündüğünü yazan gazeteciler için değişen hiçbir şey yok.

Gazeteciliği iktidarın emrinde bir faaliyete dönüştürmeyi amaçlayan SETA tarafından 150’ye yakın meslektaşımız fişlenirken, bugün ifade özgürlüğünü kullanan gazeteciler suç duyurusu, soruşturma, tutuklama baskılarıyla susturulmaya, işsizlikle terbiye edilmeye çalışılırken kutlanacak bayramımız yok.

Ancak biliyoruz ki;

Sansür ne kadar kötüyse, otosansür bir o kadar trajedidir.

Otosansür medyasının bu trajedisini kabul etmiyoruz.

Mesleğimiz için asıl tehlike, gazetecilerin artık sansürü içselleştirdiği için hangi haberi yazmaması ya da haber yazarken hangi kelimeleri seçmesi gerektiğini öğrenmek zorunda kalmasıdır.

Aydınlanma devrimlerinin savunucusu değerlerimizin vatanseverliğine dil uzatıldığında görmeyen, duymayan, bilmeyeni oynayan otosansürcü medyanın, bugün Büyük Taarruz’un ardından vatanın neredeyse tamamının işgalden kurtarıldığı Büyük Zafer’in Ormancılık Günü ile eş tutulmasını da görmezden gelmesi, en basit soruyu bile muhatabına iletememesi buna en büyük örnektir.

Bu koşullar altında halkın haber alma hakkını savunanlar, direnenler, dayanışmada buluşanlar olarak bizler, otosansür medyası için de direnmeyi, bedel ödesek de kamuoyunu aydınlatmayı sürdüreceğimizi bir kez daha belirtiyoruz.

Gazetecilik teslim olmayacak.

Bugün baskılara, engellemelere, sansüre, otosansüre, tehditlere, haksız işten çıkarmalara karşı birlik olma günüdür.

ÇGD Bursa Şubesi gazetecilerin örgütlü etkin gücüdür ve bu gücünü kullanmaya devam edecektir.

 

 

 

Göz atın

10 Ocak bir bayram ya da kutlanacak bir gün değil, bir dayanışma günüdür

Gazeteciler, bir 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü daha baskı ve hak ihlallerinin tavan yaptığı bir …

ÇGD’den Bursa Büyükşehir’e ‘mal beyanı’ yanıtı: Bitlis’te 5 minare!

Bilindiği üzere, Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi’nin 30 yılı aşkındır Kültürpark içinde bulunan idari ve …