Bursa Barosu ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi’nin ortaklaşa düzenlediği Yaşananlar Boşuna Değil-Çağdaş Söyleşiler’in konuğu Devlet ve Kültür eski bakanlarından Fikri Sağlar oldu. Sağlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 17 yıldır AKP’yi ayakta tutan para kaynağı olduğunu, kaybetmemek için her şeyin yapılabileceğini söyledi ve “43 günde yeniden tek adamdan parlamenter demokrasiye dönebilmek, hukuk devleti olabilmek adına İstanbul seçimleri son derece önemlidir. 23 Haziran tarihi Türkiye’nin kırılma noktası olacak. İstanbul seçimiyle Türkiye’nin yeniden saygın bir noktaya gelmesi mümkün olabilir” dedi.
Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, ÇGD Bursa Şube Başkanı Rabia Deniz, TBB Yönetim Kurulu Üyesi Av. Asude Şenol, önceki dönem yönetim kurulu üyesi Av. Ali Arabacı, baro yönetim kurulu üyeleriyle gazeteciler ve vatandaşların izlediği söyleşi, Bursa Barosu’nun Av. Özgür Aksoy Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
16 Nisan referandumu şaibeli!
Moderatörlüğünü Gazeteci Tayfun Çavuşoğlu’nun yaptığı söyleşide Fikri Sağlar, “Bir demokratikleşme ölçütü olarak seçim sistemi” başlığı altında konuştu. 18 yaş altındaki nüfusun seçmen olmadığını, sandığa gitme oranının da yüzde 85 olduğunu hatırlatan Sağlar, “Bu, 80 milyon nüfusun yüzde 68’i oy kullanıyor demektir. Yüzde 68’in yarısının oyunu alan bir siyasi parti, nüfusun yüzde 34’ünü temsil etmiş oluyor. Bu durumda milletin çoğunluğunun iradesi benimdir demek yanlıştır. Değerlendirmeye de buradan başlamak gerekiyor” dedi.
Sağlar şöyle konuştu: “Seçimin demokratik olmasıyla ilgili birçok kıstas var. Bunları gerçekleştiremezseniz seçimin demokratik olmasını sağlayamazsınız. Örgütlenme, düşünce özgürlüğü, seçim güvenliği gibi birçok değer var. O değerler karşılığını bulursa seçim demokratik olur. Türkiye’de böyle midir? Bence böyle değildir. 31 Mart seçimi iyi bir örnektir bu duruma. Aynı seçim kurulunun görev yaptığı 16 Nisan referandumu ile ilgili AGİT raporunda, ciddi şekilde haksız rekabet yaşandığı, sonucun şaibeli olduğu belirtilmiştir. Demokrasi, insan hakları anlayışından çok uzak bir noktada olduğu daha ağır kelimelerle açıkça ortaya konmuştur. Artık hiçbirimizin can ve mal güvenliği yok!
16 Nisan referandumundan sonra Türkiye’de rejim değişti. Artık tek adam rejimi var. Anayasaya göre yetkiyi kullananlar Meclis, Cumhurbaşkanı ve Yargı ama öyle değil. Yasama, yürütme ve yargı bir kişinin eline geçti. Somut olarak açıkça görebiliyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinin 12’sini kendisi belirliyor. Tek adam, cumhurbaşkanı, başkan, partili başkan… Kendisi de ‘bana başkan deyin’ dediğine göre başkanlık sistemi. Dünyada görülmemiş bir başkanlık sistemi… Yürütmeyi kendisi kuruyor. Meclis’ten onay almıyor. Yürütmede yer alan bakanların büyük bir sorumsuzluğu var ve koruma altındalar. Meclise hesap da vermiyorlar. Yasama organında çoğunluk elinde. İstediğini çıkaramazsa KHK çıkarma yetkisi var. Bir parlamentonun en önemli özelliği yönetimi denetlemesi ve bütçeyi belirlemesi. İki hakkı da elinden alınmış durumda. Dolayısıyla yasama ortadan kalkmıştır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminin önemine değinirken, mali bir tablo çıkaran Fikri Sağlar şöyle konuştu: “İstanbul, AKP’yi 17 yıldır ayakta tutan en önemli kaynak. Ülkenin GSMH’sı olan 800 milyar doların 200 milyar dolarını oluşturuyor. Bu yasal, kayıtlı olan gelir. 200 milyar dolardan daha fazla da kayıt dışı, kara para var! Türkiye’nin bütün kara parası İstanbul’da hareketleniyor. Her 6 kişiden birisi de İstanbul’da yaşıyor. Dolayısıyla 17 yıllık varlıklarının temeli İstanbul’daki bu kaynak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2018 yılında sivil toplum örgütlerine, yurt, vakıf ve okullara verdiği para şöyle. TÜRGEV’e 51 milyon 593 bin lira. Ensar Vakfı’na 29 milyon lira. Türkiye Gençlik Vakfı’na 74 milyon lira. Yeni damat Selçuk Bayraktar’ın T3 Vakfı’na 41 milyon lira. Toplam 847.5 milyon lira para ödemişler belediyeden vakıflara. 1 Milyar liraya yakın. İstanbul’da İSPARK’lardan ayda 350 milyon lira para toplanıyormuş. Bu paranın kasaya girmediği, Başakşehir Spor Kulübü’ne aktarıldığı söyleniyor. Böyle bir kaynağı kullanmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Biz bunu iyi görmeliyiz. 43 günde yeniden tek adamdan parlamenter demokrasiye dönebilmek, hukuk devleti olabilmek adına İstanbul seçimleri son derece önemlidir. 23 Haziran Türkiye’nin kırılma noktası olacak. İstanbul seçimiyle Türkiye’nin yeniden saygın bir noktaya gelmesi mümkün olabilir.”
Çağdaş bir ülkede yaşamak istiyorsak!
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu çağdaş, parlamenter, demokratik, laik, hukuk devletinde yaşamak istiyorsak, İstanbul seçimlerini mutlaka demokrasiden yana olan insanların alması gerektiğini kaydeden Fikri Sağlar sözlerini şöyle bağladı: “Türkiye’de 2000 yılından beri bir proje uygulanıyor. Bu projeye uygun bir iktidar var, ona uygun da muhalefet. Proje kapsamındaki iktidar muhalefet parçalanması da, birbirini tamamlaması da söz konusu. Bunu da görmezlikten gelmememiz gerekiyor. Diktatörler meydanın boş bırakılmasıyla ortaya çıkarlar. Silah dayayarak başımıza oturmuyorlar. Nefes alamayacak duruma gelmemek, dahası çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği için korkmadan demokrasi mücadelesi vermemiz gerekiyor.”
Söyleşinin sonunda Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun ve ÇGD Bursa Şubesi Başkanı Rabia Deniz, Fikri Sağlar’a günün anısına plaket verdi.